Konuşma ve Dinleme Becerisi
Çocuklarda Konuşma ve Dinleme Becerisinin Gelişimi
Konuşma becerisi, kendi duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilme, dinleme ise karşısındaki kişinin duygularını açıkça anlayabilmeyi içermektedir. Konuşma ve dinleme becerisini kazanmış bir çocuk kendi iç dünyasında neler yaşadığının farkında olmakta ve yine karşısındakinin duygu ve düşüncelerini açıkça anlayabilen bir çocuk, karşısındakinin ne istediğini bilmekte ve böylece çözüme ulaşmakta pek bir zorluk yaşamamaktadır. Problemler karşısında şiddete başvuran çocuklar aslında o anki duygu ve düşüncelerini nasıl ifade edeceklerini ve nasıl kontrol altına alacaklarını bilmedikleri için bu duygu ve düşüncelerini sağlıksız bir yolla yani şiddetle ifade etmektedirler. Karşısındakini açıkça anlayamayan bir çocuk ise bunun sonucunda empati duygusundan yoksun kalacak ve vicdan duyguları körelecektir. Bu yüzdendir ki çocuğun kendi ruh sağlığı, karakter gelişimi ve kişilerarası iletişiminin iyi olabilmesi açısından konuşma ve dinleme becerisinin gelişimi çok önemlidir.
Yine bu noktada ebeveynlerin tutumu oldukça önemli ve özen gösterilmesi gereken hassas bir konudur. Ebeveynlerin konuşma şekli (olumlu-olumsuz), duygularını açıkça dile getirebilmesi, konuşmasının içeriği (yıkıcı eleştirel, yapıcı), çocuklarıyla olgun bir insanla konuşuyormuş gibi konuşmaları ve karşılarındaki insanı yargılamadan, öğüt vermeden dinleyebilmesi, o kişinin duygu ve düşüncelerini net bir şekilde anladığımı ifade edebilmesi, dinledikleri sonucunda çözüm odaklı davranıp alternatif çözümler üretebilmesi gibi özellikleri çocuğun konuşma ve dinleme becerisinin gelişimi açısından oldukça faydalı olacaktır. Çocuk duygu ve düşüncelerini açıkça ifade ettiğinde ve karşısındaki tarafından dinlenip net bir şekilde anlaşıldığını gördükçe hem iyi hissetmiş olacak hem de doğru bir konuşma ve dinleme becerisinin nasıl olması gerektiğini görmüş olacaktır. Bu durumun tam tersi yaşandığında ise anlaşılmadığını ve dinlenmediğini fark eden çocuk, duygularını ifade etmenin hiçbir işe yaramadığını düşünecek, kendi iç dünyasına çekilecek ve konuşmaya yanaşmayacaktır. Bu sebeple çocuğunun konuşma ve dinleme becerisinin olumlu yönde gelişmesini isteyen aileler önce kendi konuşma ve dinleme becerilerini geliştirip, iyileştirmelidirler.
Ebeveynlerin çocuklarıyla olan diyaloğu olumsuz ifadeler (tembel, mızıkçı) içerdiği takdirde çocuk kendisi ve diğer insanlarla ilgili olumsuz özelliklere odaklanmaya başlayacak ve konuşmaları da bu doğrultuda gerçekleşecektir. Bu durum ayrıca çocuğun kendisini ve diğerlerini değersizleştirmesine yol açacaktır. Çocuğunu otorite altına alma amacıyla her konuşmasında tehdit unsurunu mutlaka barındıran aileler (Yemeğini yemezsen, 2 gün boyunca oyun oynayamazsın) çocuklarının da kendi konuşmalarının içeriğine tehdit edici unsurlar eklemesine neden olmaktadır. Bu çocukların yetişkin bir birey olduklarında ise duygularını açıkça ifade edemeyeceği, öfkelerini kontrol edemeyeceği, karşılarındaki insan anlayamayacağı, olumsuz ve tehdit içerikli konuşmalarla hem insanları rahatsız edeceği hem de onları kendisinden uzaklaştıracağı tahmin edilmesi pek de güç olmayan bir gerçektir.
Çocuğun konuşma ve dimleme becerisinin gelişimine olumlu yönde fayda sağlamak açısından ebeveynlerin; olumlu bir dil kullanması, kendi duygu ve düşüncelerini rahatça anlatıp karşısındakini de rahatça anlayabilmesi, tehdit/hakaret/suçlama/emir verme gibi olumsuz içerikli konuşmalardan uzak durması gerekmektedir. Ancak böyle hoşgörülü, anlayışlı bir ortam sayesinde çocuk konuşma ve dinleme becerisini olumlu yönde geliştirecektir. Konuşma ve dinleme becerisi olumlu yönde gelişen çocuk; empati yapabilen, hoşgörülü, anlayışlı, çözüm odaklı, yapıcı, iç dünyasıyla barışık, kendisinin ve çevresindekilerinin değerinin farkında olan, mutlu olan ve mutlu etmeyi bilen bir birey olacaktır.